a
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Tristan der Ivanëxt
III. Sınıf & DM
III. Sınıf & DM
Tristan der Ivanëxt


Mesaj Sayısı : 331
Kayıt tarihi : 02/07/12
Yaş : 33
Gerçek İsim : Mustafa.
Belirgin Özelliği : Manyak.

Kişisel Bilgiler
Quidditch Mevkî: Vurucu
Irk: Krogan
Özel Yetenek:

Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı. Empty
MesajKonu: Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı.   Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı. EmptySalı 03 Tem. 2012, 8:56 am

Yıkım… Dünya kana susamışçasına tüm birlikleri ile saldırıya geçmişti. İnsanoğlundan hiç beklenmeyen bir tutum sergilemişlerdi; birlik. Tüm ulus tek bir noktada birleşmişti. Üzerinde yaşadıkları yeryüzünde sadece insanların olmadıklarını, farklı türlerin de bulunduklarını anlamışlardı. Tüm ulus dünya devleti olabilmek için büyük bir özveri ile ortak kararlar almıştı. Dünyanın dört bir yanında patlayan bombalar, düşmanlarının yok olmasını sağlıyordu. Büyük bir gizlilik ve sabırlılıkla çalışmalarını gerçekleştirmiş, her gün biraz daha ileri giderek kendilerini geliştirmişlerdi. Tüm analizler, testler, veriler tek tek kontrol edilmiş, düşmanlarını alt edebilecek teknolojiyi yapmak için gece gündüz çalışmışlardı. Dünyanın tek hâkimi olmak isteyen insanoğlu artık sadece yeryüzünde kalmakla kalmıyor evrenin uç noktalarına kadar gidebiliyorlardı. Evrenin karanlık noktalarında bulunan gezegenlerden aldıkları numuneler ile evrende de yalnız olmadıklarını anlamışlardı. Askeri bir strateji ile ilk önce kendi yaşadıkları mıntıkayı temizleyerek güvenli bir hale getirmeleri gerekiyordu. Bu temizlik için yıllarca bekleyişleri artık son bulmak üzereydi.

Soğuk rüzgârların hâkim olduğu puslu bir gecede yaşanmıştı her şey. Tüm dünyada gerçekleştirilen ortak bir çalışma. Tüm insanlık büyülü diyara savaş açmıştı. Kendi ırklarından olmayan büyü gücüne sahip herkesi öldürmek için ant içmiş insanoğlu belirledikleri noktaları aynı anda bombalamış, düşmanları ne olduğunu anlayamadan can vermişlerdi. Bu büyük savaşta büyücüler ve insanoğlu pek çok kayıp verse de kazanan taraf insanoğlu olmuştu. Dünyanın tek ve gerçek hakimi... Büyü gücüne sahip kişiler birer köle misali çalıştırılmış, kendilerine sınırlı bir alan verilerek hayvan muamelesi yapılmıştı. Yerküredeki birçok büyücü halkı yaşamını yitirmiş, eğitim yerleri yıkılmış, birçoğu da insanların kölesi olmuştu. Peki ne olmuştu da büyülü diyar yerle bir olmuştu?

Sihirli diyar karanlık günlerini Voldemort’un ölmesiyle geride bırakmış, altın çağına adım atmışlardı. Yarım asır boyunca süren barış, büyücülerin rahat bir nefes almasını sağlamıştı. Ancak bilmedikleri bir düşman kazanmışlardı. Karanlık Lord’un ölmeden önce insanoğluna yaptıkları işkenceler ve yıkımlar uyuyan canavarı uyandırmıştı. Londra’nın belli kesimlerdeki sebebi belirlenemeyen yıkımlar ve olaylar zinciri insanları bu gizemi çözmeye itmişti. Ölen masum insanların intikamını almak için bunu yapan kişileri öldürmek için karar almışlardı. Bunun için bu gizemli olayları çözmeleri gerekiyordu. Sihirli diyara adım atmalarını sağlayan da neydi?

Hayat büyülü diyara da hiçbir zaman adil davranmamıştı. Sihirli yeteneklerden mahrum bir çocuk tüm büyülü diyar tarafından hor görülmüş, işe yaramaz bir mahlûkat olarak kabul edilmişti. Köle gibi çalıştırılması, çocuğun canını bezdirmiş, kendi ailesinin bile aynı davranışı sergilemesi canına tak ettirmişti. Herkesin büyü gücüne sahip olduğu bir diyarda kendinizin sihir gücüne olmadığını düşünün, siz neler hissederdiniz? Evet kıskançlık… Bu duygu ona çok büyük şeyler yaptırmaya yetiyordu. Ailesinin kendisine sırt çevirmesiyle artık bu diyarda yaşayamayacak duruma gelmişti. On sekiz yaşına geldiğinde artık kalacağı yer kendisi gibi sihir gücüne sahip olmayan insanların arasında kalmaktı. Londra’ya yerleşmek için gittiğinde bir gün tanımadığı bir adamla yaptığı konuşmayla tüm hayatı değişmişti. Kendisine yardım edeceğini söyleyerek aldığı genci gizlilikle yürütülen bir çalışmanın içersine sokmuştu. Büyülü diyarı araştıran bir örgütün içine girmesiyle tüm bildiklerini açıklamıştı oradaki bilim adamlarına. Kendisinin büyü gücüne sahip olmaması söylediklerini somut bir şekilde kanıtlayamıyordu. Tek yapması gereken büyü gücüne sahip birini bu tesise getirmeyi başarmaktı. Düşünüldüğü gibi de olmuştu. Kofti içindeki nefret duygusuyla büyücü halkına sırtını dönmüştü, yıllar önce kendisine yapıldığı gibi. Tüm arkadaşlarını tek tek yakalatarak onları incelemelerine izin vermişti. Sihir yeteneğine sahip kişilerin DNA’ları, vücut yapıları, zihinleri tek tek inceleniyordu. Teknolojinin yardımıyla zayıf noktaları belirlenmiş, onları kolayca öldürmeye yarayan silahlar geliştirmişlerdi. Bu gizli ittifak tüm dünyada kabul görmüş ve aynı anda yürürlüğe girmişti. Soğuk kış akşamında düğmeye basılarak savaş başlamış oldu…

Savaş Sonrası:
Çetin bir mücadele sonucunda galip gelen taraf insanlar olmuştu. Büyülü halk tek tek düşerek hayatlarına veda etmiş, ebediyete kavuşmuşlardı. Büyülü halk insanlığın direktifleriyle kendilerine ayrılmış alanlara gönderilmiş, hayatlarını orada geçirmeye başlamışlardı. Ellerinden alınan asaları olmadan yaşamak onlar için işkenceden ibaret olsa da bir şekilde yaşamayı sürdürmüşlerdi. Ancak hiç ummadıkları bir şey olmuştu; yenidoğanların çok azı büyü gücüne sahip oluyordu. Sihirli yetenek giderek onları yalnızlığa itiyor, ruhları terk ediyordu.Eğitim veren yerlerin olmaması güçlerinin zayıflamasına neden oluyordu. Bu lanete karşı en yakın sürede çözüm bulmaları gerekiyordu.

İnsanoğlu gelişmeye devam etmiş artık hedefleri evrenin diğer yerlerini de hakimiyeti altına almak olmuştu. Teknolojinin gelişmesi düşüncelerini gerçekleştirmek için kolaylık sağlıyordu. Köle gibi çalıştırdıkları büyücüleri istedikleri gibi yönlendirebiliyorlardı. Bu sayede yapamayacakları projeleri bile gerçekleştirebiliyorlardı. Zor bir savaştan çıksalar da hızlıca yaralarını sarmış, eski düzenlerine geri dönmüşlerdi. Artık dünya devleti oldukları için evrendeki diğer bilgilerle ilgilenmeye başlamışlardı. İletişime geçtikleri birçok gezegende yaşayan ırklar aynı dertten muzdariplerdi. Evrenin bilinmeyen noktlarında bulunan bilinmeyen bir güce karşı ne yapacakalrını bilememiş olan yeni ırklar insanalrla ittifak kurarak yaşamlarını kurtarmaya çalışmışlardı. Dünya bu gizemli gücün etkisi dışında kaldığı için güvenli bir yer olarak görülüyordu. Birkaç isteğe karşı yeni ırkların dünyaya gelmesini kabul eden dünya artık yeni misafirleri ile yaşamaya başlamışlardı.

Gezegenleri paramparça eden bu bilinmeyen güce karşı oluşturulan ittifak sayesinde birçok kişinin hayatı kurtulmuş yeni düzenler oluşturulmuştu.Dünyaya gelen ırklar hayatlarını sürdürebilmek için bilmedikleri yere uyum sağlamaya çalışmışlardı. Evrenin en sakin bölümü artık hareketli bir yuva haline gelmişti. İnsanoğlunun kan arzusu dinmiş, barışçıl bir yol izlemeye başlamıştı…


En son Tristan der Ivanëxt tarafından Paz 15 Tem. 2012, 11:22 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://rosettarpg.yetkin-forum.com
Tristan der Ivanëxt
III. Sınıf & DM
III. Sınıf & DM
Tristan der Ivanëxt


Mesaj Sayısı : 331
Kayıt tarihi : 02/07/12
Yaş : 33
Gerçek İsim : Mustafa.
Belirgin Özelliği : Manyak.

Kişisel Bilgiler
Quidditch Mevkî: Vurucu
Irk: Krogan
Özel Yetenek:

Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı. Empty
MesajKonu: Geri: Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı.   Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı. EmptyPerş. 12 Tem. 2012, 9:14 pm


Görsel Kurgu tanıtımı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://rosettarpg.yetkin-forum.com
 
Temel Kurgu: Sonun Başlangıcı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
a :: Rosetta :: Kurgular :: Ana Kurgu-
Buraya geçin: